20 Mayıs 2015 Çarşamba

Kırmızının elli tonu



Gençtiler.
               Erkektiler.
  
Gidiyoruz dediler.
 
      Gittiler,
                düşmana karşı.

Aynı gece,
               alınları toprağı öptü.
 
Bir vardılar,
                  sonra yoktular.
 
Gökte çakılı birer 
                          yıldız oldular.

 O kadar parlak ki
                             hem gece,
                             hem gündüz görünen,

               tam elli şanlı yıldız.

 Sarı iken,
                sarı siyah olan.

 Gelincik tarlasına
                            rengini veren

 Karın,
           fırtınanın,
                           boranın sükun bulduğu,

 Yıldırımların tam bir asırdır,

              usanmadan selam durduğu...

 

Ruhunuz şad olsun Abilerim

15 Mayıs 2015 Cuma

bir yudum çay




Kan rengi güneşin ufuk çizgisine değdiği andan itibaren hızlanarak dünya tarafından yutulduğu, alacakaranlığın birden hakim olduğu, denizden gelen hafif meltem esintisinin yüzünü yalayıp içini ürperttiği, soğuğun giydiği hırkanın içine işlediği, insanın tüylerini diken diken eden, bir akşam vaktiydi ve gözleri ağlamaktan şişmiş, morlukları belli belirsiz görünen, yıllardır çektiği acılardan kamburlaşmış vücudunu oturduğu plastik iskemlenin rahatsız sırtına yaslamış, kesik kesik, zorlukla nefes alan kadın elindeki, ablasının tavsiyesi ile Tarlabaşı’nda gittiği, küf kokan, izbe apartmanda buluştuğu çingene falcıdan aldığı tozu içinde erittiği çay fincanını, binbir güçlükle öne doğru eğilerek, titreyen eliyle, onu bu çektiklerinden kurtaracak iksiri dökmemek için aşırı özen göstererek, karşısındaki, ona işkence gibi bir hayat yaşatan, yumruğunu, tokadını, küfrünü esirgemeyen, hayatın tüm yükünü tek başına taşıyormuşçasına, omuzları, avurtları çökmüş, dişleri içtiği otlardan dökülmüş, dökülmeyeni ise sararmış, bir zamanlar hayatındaki herkese karşı çıkarak kaçtığı, ilk ve tek erkeği iken, bulamaca dönmüş beynini daha da bulandıracak uyuşturucuyu temin etmek için canından çok sevdiğini iddia ettiği karısını önce arkadaşlarının, sonra da sokakta bulduğu, kadına aç her erkeğin koynuna sokacak kadar alçalan adama, son bir gayretle uzattı ve gözlerini yumarak beklemeye başladı...